Bağımsız Denetimde Kimler Söz Sahibi ?
Özkan ZEYREK
Mali Müşavir&Bağımsız Denetçi
BAĞIMSIZ DENETİMDE KİMLER SÖZ SAHİBİ
Bu makalenin konusu ülkemizde bağımsız denetçileri yetkilendirme ve çalışma alanlarının hangi kurum ve kuruluşlarca belirlendiğinin tespitine yöneliktir.
660 sayılı Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’ye istinaden kimlerin bağımsız denetçi olacaklarına KGK yetkili kılınmıştır. TÜRMOB, 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununun mesleğin konusunu düzenleyen 2. Maddesine dayanarak inceleme, tahlil, denetim yapma yetkisinin kendilerine de verilmiş olduğunu belirterek, 3568 sayılı kanuna göre yetki almış meslek mensuplarının tamamının bağımsız denetçi olması gerektiği savını ileri sürmektedir. Ancak, TÜRMOB yetkilendirme konusunda Kamu Gözetimi Kurumu ile mutabık kalamamaktadır.
Bağımsız denetçilerin yetkilendirilmesi haricinde hangi şirketlerin bağımsız denetime tabi olacaklarını belirleme yetkisi Bakanlar Kurulu’nda bulunmaktadır. Türk Ticaret Kanununun üçüncü böl0ümündeki “Denetleme” başlığı altında genel düzenleme, konu ve kapsam, denetçi olabilecekler konuları düzenlemiş olup denetimin Ticaret Bakanlığı tarafının da olduğunu vurgulanmaktadır.
Kamu Gözetimi Kurumun Maliye Bakanlığı ile ilişkilendirilmiş olması bu bakanlığında bağımsız denetimde söz sahibi olduğunu bilmemizde yarar vardır. Bakanlıklar, Kurum ve Meslek örgütü haricinde Düzenleme ve Denetleme yetkisi olan kurum ve kuruluşların bağımsız denetime ilgileri oldukça fazla olup ayrıca bağımsız denetimdeki etkinliklerinin sürdürülmesinde ısrarcı olmaktadırlar. Bu kurumların başında Sermaye Piyasası Kurumu ( SPK) gelmektedir. 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun altıncı bölümünde, faaliyet esaslarını düzenleyen 62.maddesinde KGK tarafından yetkilendirilmiş bağımsız denetim kuruluşlarından bu Kanun uyarınca bağımsız denetim faaliyetlerinde bulunacaklardan istenilecek ilave şartlar Kurul tarafından belirlenir denilerek KGK’ yetkilendirdiği bağımsız denetçileri yeterli görmemekte kendi görev alanına dâhil, Kamu Yararını İlgilendiren kuruluşlar olarak tanımlanan kurumların bağımsız denetiminde (KAYİK) kendisinin daha önce yaptığı sınavlarla verdiği lisansı veya tecrübe aramaktadır. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) bağımsız denetime kayıtsız kalmayan kurumlar olarak nitelendirilebilir.
Bu kadar çok başlılığın nedenini ancak mitoloji anlatımla anlamlandırılır buyurun size neden böyle olduğunun hikâyesi;
“Mitolojik dönemde Prometheus’un ateşi çalıp insanlığa hediye etme girişimi her şeyden önce insanın tanrılara rağmen kendi başına karar verme ve verdiği kararı uygulama isteğini gösterdiği gibi, onun doğasındaki teknik bilgiye ( mitolojik dönemdeki anlamı:bilim) olan yatkınlığının bir delilidir. Prometheus tanrılardan ateşi kendisinin icat ettiği bir aletle çalmıştır. Çok yavaş yanan bir bitki olmasından dolayı, bu iş için çok uygun olan rezene sapıyla birlikte gizlice ve kurnazca gökyüzüne sokulmuş, ateşi çalıp bu sapın içine koymuş ve yeryüzüne inmiştir. Bu ateş tanrısal bir sırdır ve Prometheus hayatı pahasına ölümlü insanoğluna bu tanrısal sırrı armağan etmiştir. Çünkü ateşe kavuşan insanoğlu bundan böyle aklının yanında zekâsını da kullanmayı öğrenecek bütün sanatların erbabı olup dur durak dinlemeden gelişmeye başlayacaktır.
Ateş insanlığa teknoloji gelişmenin kapılarını ardına kadar açmıştır açmasına, ama onu getiren ustasını da müthiş bir işkenceye ve onmaz acılara maruz bırakmıştır. Çünkü Prometheus tanrısal sırrı öğrenmeye ve öğretmeye kalkmıştır ve doğanın işine burnunu sokup haddini aşmıştır…
Tanrılar bu teknikleri insana öğretmek istememiştir, çünkü insana en baştan beri güvenmemektedir. Neden ? Tanrıların bildiği teknik yöntemlerin insanın da bilmesi demek onların tahtının tehlikeye girmesi demektir de ondan.
Bu anlamda ilk teknik acıyı çeken adamdır Prometheus, çünkü insanlığı ilerletmek adına doğadaki kurulu düzeni bozmuştur. Bu yüzden tanrıların buyruğu ile kollarlından ve bacaklarından zincire vurulup ve Kafkas dağlarının fırtınalarla dövülen sarp ve ıssız kayasına çivilenir; sonsuz göklerin altında kavurucu bir yalnızlık ve gece biten ciğerini sabah tekrardan yiyen bir kartalla baş başa bırakılır. Çünkü Prometheus yarı insan yarı tanrıdır ve bunun anlamı hiçbir zaman ölmeyeceğidir. Bu yüzden Prometheus o dağda zincirli olduğu müddetçe ciğeri kartal tarafından hep yenecek, sınırı aşmasının cezasını sonsuz değin çekecektir.”
Mitolojik anlatımda vurgulanmış olduğu gibi, gücü elinde tutan kişi kurum ve kuruluşlar, bu güç ve yetkilerini korumalarındaki istek ve arzuları kendilerinin kurulu düzenlerinin bozulmamaları ve tahtlarının sarsılmaması için verdikleri mücadele veya bu güçlerinin sürekliliğini muhafaza etme eğilimi teknik ve mesleki gelişmelerin önünde en büyük sorun olarak durmaktadır.
Kişi ve kurumların çıkarlarını korumak için muhafazakâr yaklaşımları ile haksızlığa uğradıklarını düşünüp bu durumun değişmesi için mücadele eden kişi ve kurumlar sürekli çekişme halinde bulunmaktadırlar.
Kişi ve Kurumların görevlerini kendi imkânlarıyla yapma kapasitelerinin olmayışı, kendileri dışındakilere de yetki devrinden kaçınmaları neticesinde yapılması gereken iş ve işlemler yapılamamakta gücü elinde bulunduranların çıkar ve egolarının sonucu toplum zarar görmektedir. Yetki ve sorumluluklar çoğunluğun lehine bozulmalıdır. Bu mesleğin icrasında, Kamu Gözetimi Kurumu, Ticaret Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, TÜRMOB, SPK, BDDK, EPDK, gibi çok başlılıkla ne doğru karar alınabilir ne de mesleğin icrası lokal tatbikat dışında mümkün olur. Bu kurum ve kuruluşlar kendilerine hak görüp bırakmak istemedikleri yetki ve görevlerini en uygun kuruma devredip mesleğin icrasının önünü açmalılar ve mesleki kaliteye imkân tanımalıdırlar. Bağımsız denetimin uygulanabilmesi için, bu yetkileri ilgili kurum ve kuruluşlardan alıp sahibine teslim etmek için prometheuslara ihtiyaç vardır.
“ Ne olursa olsun, yapılan şeyin doğru olduğuna inanıyorsan, sonucunuda katlanacaksın.”
EKLER
Prof. Dr. Çiğdem DÜRÜŞKEN (İlkçağ Felsefesi)
TTK,SPK Kanun
3568 Sayılı Kanun
660 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname