Bağımsız Denetime Bakış
ÜLKEMİZDE BAĞIMSIZ DENETİME GENEL BAKIŞ
Bağımsız denetim mesleği 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 397-406. Maddelerinde tanımlanarak ülkemizde yeni bir dönemin başlangıcı olmuştur. Arkasından 660 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile bağımsız denetimin kimler tarafından nasıl yapılacağı bağımsız denetçilerin ne şekilde yetkilendirileceği belirlenmiştir.
Denetim Bir ekonomik birim veya döneme ait bilgilerin önceden belirlenmiş ölçütlere olan uygunluk derecesini araştırmak ve bu konuda bir rapor düzenlemek amacıyla bağımsız bir uzman tarafından yapılan kanıt toplama ve değerlendirme sürecidir. İşletmelerin, yıllık finanssal tablo ve diğer finanssal bilgilerin, finanssal raporlama standartlarına uygunluğu ve doğruluğu hususunda, makul güvence sağlayacak yeterli ve uygun bağımsız denetim kanıtlarının elde edilmesi amacıyla bağımsız denetim standartlarında öngörülen gerekli tüm bağımsız denetim tekniklerinin uygulanarak, defter, kayıt ve belgeler üzerinden denetlenmesi ve değerlendirilerek rapora bağlanması, Ekonomik faaliyet ve olaylarla ilgili açıklanan bilgilerin (iddiaların), önceden belirlenmiş ölçütlere uygunluk derecesini araştırmak ve sonuçlarını ilgi duyanlara bildirmek amacı ile tarafsızca kanıt toplayan ve bu kanıtları değerleyen sistematik bir süreçtir
Hesap verme sorumluluğu kavramının gelişimi XVII yüzyıl İngiltere sine dayanmaktadır. Bu yüzyılda 1690 yılında İngiltere’de önce kamu hesapları komitesi oluşturulmuş ve İngiliz Sayıştay’ının kuruluş çalışmaları yapılmıştır.
Osmanlı Devletinde ise ‘Divanı Ali-i muhasebe’ adıyla 29 Mayıs 1862’kurulmuş olan Sayıştay 1924,1961,1982 anayasalarımızda kimliğini kor ulayarak bu güne kadar gelmiştir.
Denetim olgusu son on beş, yirmi yıldır dünyanın ve Türkiye’nin gündemini yoğun bir şekilde meşgul etmektedir. Gelişen sermaye piyasaları, bilgi kullanıcılarının değişen bilgi ve ihtiyaçları yabancı yatırımcıların artması ve uluslararası boyutta ortaya çıkan ve ülke ekonomilerini olumsuz etkileyen skandallar denetim olgusunun boyutlarını değiştiren etkiler meydana getirmişlerdir
Türkiye’de bağımsız denetim mesleğinin başlaması ve gelişmesinde en önemli etken mali piyasalarda faaliyet gösteren banka ve diğer mali kuruluşların talepleri olmuştur. 1960’ lı yıllardan itibaren faaliyet gösteren bankalar ve yurt dışından fon sağlayan kuruluşlar fon kaynaklarının talepleri üzerine bağımsız denetim yaptırmaya başlamışlardır. Türkiye de bağımsız denetim firması bulunmadığından başlangıçta yurt dışında yerleşik denetim firmaları tarafından yürütülen bu hizmetler yetmişli yılların sonlarına doğru bu firmaların Türkiye’deki ortalıkları tarafından yürütülmeye başlamıştır.
Ülkemizde bağımsız denetimin yapılmasına ilişkin zorunluluk ilk defa seksenli yıllarda bankaların denetimi ile getirilmiş ancak denetleme ilke ve kuralları ise ilk kez Sermaye Piyasası Kurumunun 1988 yılında çıkardığı tebliğler ile yasal duruma gelmiştir.
1988 ile 2011 yılı arasında yasal mevzuatın müsaade ettiği firmalar, bankalar, sermaye piyasasında işlem gören şirketler bağımsız denetime tabi olarak faaliyetlerini sürdürmüşlerdir.
6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nun 397-406. maddeleri sermaye şirketlerinin denetimine ayrılmıştır. Eski Yasa ile karşılaştıracak olursak yeni Yasa’da denetimin; tanımı, kapsamı, içeriği, fonksiyonu, tekniği, kullanılan belgeler ve standartlar açısından bütünüyle değişmiştir. Bütün sermaye şirketlerini kapsayan bu yeni denetim türünü yasalar bağımsız denetim olarak tanımlamıştır. Yasa yayımlandıktan sonra bu geniş kap¬samlı denetime karşı kampanya halinde, geniş ve sert bir muhalefet başlatılmış olup bu tepki neticesinin sonucunda TTK’nın 397. maddesi değişikli¬ğe uğramış ve bu madde sonuna eklenen 4 No.lu bir bent ile “398. madde kapsamında denetime tabi olacak şirketler Bakanlar Kurulu’nca belirlenir.” hükmü ile BAĞIMSIZ DENETİMİN ALANI DARALTILMIŞ OLUP TTK’ ÖNGÖRDÜĞÜ BAĞIMSIZ DENETİM HEDEFİNDEN SAPMA OLARAK DEĞERLENDİRİLEBİLECEK BİR SONUÇ ORTAYA ÇIKMIŞTIR.
Bağımsız denetim mesleğinin ülkemizde hak ettiği noktaya gelmesi için bağımsız denetim meslek yasasının biran önce yazılması ve yürürlüğe girmesi gerekmektedir. Kamu gözetimi kurumu meslek yetkilendirmesini ve kamu adına gözetim görevini yerine getirebilir, fakat yetkilendirilen meslektaşların özlük haklarını korumak ve mesleki eğitimlerini tamamlamak için meslek odalarının kurulması kaçınılmazdır.
Recep ÖNEM
Bağımsız Denetçi-Mali Müşavir
KAYNAKÇA
-Sayıştay dergisi 144
-K.Selimoğlu ve Göztepe 2007
-Özdoğrular 2013